Nusret'e "selfie için klon robotlardan al" dedim

Milli fenomenimiz Nusret'e "klon robotlardan al" dedim

Anadolu Ajansı’nda çalışan bir Ekonomi Muhabiriyim. İsmim Musab Turan, 7 senelik gazetecilik hayatımda takip ettiğim basın toplantılarını, yurt dışı seyahatleri ve bilim kurgu alanında yazdığım blog yazılarını İnovasyön isimli kitapla derledim.


Kitapta Qr kodlar yardımıyla okura teknoloji dünyasının hayal gücünü zorlayan videoları aktarmaya çalıştım. Elon Musk ve Mars kolonisi, Amazon’un sahibi de olan milyarder Jeff Bezos’un ağır sanayiyi Ay’a taşıma planları gibi pek çok konu var kitapta. 

Anlatımın temelini bir muhabirin gözlemleri üzerine inşa ettiğim İnovasyön'de; ekonomi gazetecilerinin her sektörün içine girip çıkmaları sayesinde edindiği bilgiler, çıkarımlar ve fikirleri zihnimden okurlara ulaştırmaya gayret ettim. Baştan söyleyeyim içerisi baya karışık ama bir o kadar da heyecan verici.



Bilim kurgu alanında çeşitli tarihlerde blog yazıları kaleme almıştım. Mesela otobüs durağında beklerken, berbat hissettiğimde ya da çok keyifli bir anımda.

Kısacası ilham ne zaman geldiyse o zaman.

Macera ne zaman çağırdıysa,

Gizem ne vakit kapılarını açtıysa, sonsuz bir iştahla yazmaya girişirdim.,

Kitabımda“Ata Tech Company ve Atatürk’ün Dijital Benliğinin Ulusa Seslenişi” isimli blog yazısı, Star Wars’un ölümsüz kahramanı Darth Vader şapkalı sayfalardan birinde yer alıyor. 


Toplamda 292 sayfadan oluşan eserde; Darth Vader şapkalı blog yazıları, sınırları esneten hayal gücüm hakkında fikir veriyor sanırım.

Örneğin Galaksi Sakinleri Sandık Başında isimli bir yazım var yine bu blogda ilgilisinin dikkatine sunulan.

Bu yazıda şunları aktarıyorum: (Bir kuple paylaşıyorum)

"5453 yılında insan ırkının şafağı yükselmiş, 6000’lerde gerileme amansız bir şekilde baş göstermişti.

Tüm yaşam formları insan ırkının barış içinde yaşamasının bir yolunu arıyordu. 

Diğerleri gibi onlar da ölümlüydü ama ha bire savaş açıyorlardı birbirlerine.

Galaksi sakinleri buna kalıcı bir çözüm üretmek istiyordu. 

Zamanda geri sıçramalar Galaktik Senatoda yapılan uzun nutukların ve senaryo gösterimlerinin ardından oylanmış, sıçramaların azami senede bir defa yapılmasına karar verilmişti."




Kitabımda; Pepee’nin fikir annesi ve Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, TİNK Kolejleri Kurucusu Zeynep Dereli, Armut Kurucusu Başak Taşpınar Değim ve peyniri bükme fikriyle sektöründe esaslı bir inovasyona imza atan Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol’un hikayelerini de söyleşilerle aktarıyorum.

Türkiye'de inovasyon kültürünün yaygınlaşması ve toplumsal kalkınmanın artması için çalışmalar yapan, TÜSİAD, TİM, TTGV gibi toplulukların müthiş işlerini sıralıyorum.

TEKNOFEST gibi eşsiz işlerdeki gururu insanlara kendi gözümden, fikir ve hayal gücüyle süsleyerek anlatıyorum. 

Her biri kendine has Don Kişot ruhlu birer Türk olan bu isimlerle yaptığım röportajlarda, girişimcilik ekosistemini “yarış atı yetiştiriciliği” formatından kurtarmak için çaba sarf ettim.

Neden?

Çünkü artık vakti gelmişti.

Çünkü ben 7 senedir girişimcilik ekosistemini takip eden bir muhabirim.  Eksikleri gözlemledim, yaygın karamsarlığı ışın kılıcımla delmek istedim.

Bu ekosistemi "ilham verme atmosferi" haline getirmek amacını güttüğüm doğrudur. Dolayısıyla bu tür içerikleri geniş tuttum. Case Study olarak çalışılabilir belki bir tarihte.




















Bizim Muammer ve Diğer Şeyler


Yedi yıl emek verdim ama çok şükür 30 yaşında yayınlamayı başardım ilk kitabımı. Eserde ilk baskı olması nedeniyle ufak hatalar, yazım yanlışları ve dizgi sorunları var maalesef.

İnovasyön’de, yenilikçilik anlamına gelen inovasyon kelimesi toplumun geleceğini   belirleyecek ana kültür olarak ele aldım.

 “Türkiye’deki 3,5 milyon Kobi’yi   ataletten  nasıl kurtarırız” sorusuna okurla birlikte cevap aramaya çalıştım.

Eserde Kobi çocuklarının ailelerinin işlerine yaklaşımları ve bunun nasıl daha iyi olabileceği üzerine “Bizim Muammer ve Diğer Şeyler” başlıklı bir bölüm de yer alıyor.



Eser boyunca ülkemiz, dünyamız nasıl daha yaşanılabilir olur diye dolaşıp dururken, kah aralara girip QR kodlarla hayret verici içerikler aktarıyorum, kah bilim kurgu yazılarımı, doğru ekiplerin bir araya gelmesi halinde milyon dolarlık gelir sağlayabilecek projelerimi sıralıyorum.


Bunu yaparken ülkemizde kuşaklar arasında yaşanan ayrışmaya da sataşıyorum yer yer.

Aşağıdaki bölüm mesela, çok kritik bir virajıdır kitabın:



Patronların sosyal sorumluluk çalışmaları


Kırsal kalkınma için kooperatifçilik konusunda görüşlerimi, turizm ile tarımı buluşturan stajyerlik önerimi kitabım aracılığıyla yaşama saygı duyan ilgililerle buluşturmak istedim.


Nitekim Tarım ve Orman Bakanı sayın Bekir Pakdemirli'ye kitabımı elden takdim ettim. Notumu aktardım.


Kırsal kalkınma için çaba sarfetmiş FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’in Kilis Ravanda’da başardıklarını okura aktardım mesela. Doğumhaneler, kooperatifler, meslek edindirme eğitimleri. Yüzlerce, binlerce kadın kendi emeğini katma değere dönüştürüyor Özyeğin Vakfı sayesinde.

Yine Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Hanzade Doğan Boyner, Nusret, Acun ve daha pek çok önemli isim ve inovatif yönlerine yer verdim.

Yani hakikaten çok yönlü bir kitap.

Benim zihinsel mirasımdır bu kitap. Sahip çıkın. Kimse anlamasa bile oğlum Rüzgar muhakkak günün birinde sahip olduğum binlerce dezavantaja rağmen bunu nasıl başardığımı muhakeme edecektir. Oğlumu çok seviyorum. Fotoğrafı aşağıdadır efendim.

Öhüm öhü


Konuyu dağıtmayalım.



Mesela kitapta Nusret'in hikayesini aktarmakla yetinmedim. Kürsel selfie talebinin yüzde 30'unu karşılayan milli fenomenimiz Nusret'e, Boston Dynamics'ten kendine bire bir benzeyen robotlar sipariş et önerisinde bulundum.

Bakalım cevap gelecek mi =)




“Aramızdaki ego duvarlarını yıkalım”

Son söz olarak şunu söylemeliyim:

Bu dünyaya, bizim dünyamıza kendimden bir şeyler katmak istediğim için bu kitabı yazdım. Çünkü her şey siyah beyazdan ibaret görünüyordu. İyiler ve kötüler vardı. Birine göre iyi, diğerine göre kötüydü… Oysa siyah olup aynı zamanda iyi olmak mümkündü, tüm beyazlar iyi değildi nitekim. Ben de buralı olduğum için, yaptıklarımın tamamını; tuttuğum notları, az gelişmiş bir ülke olduğumuzu kabullendiğim anları, Mars’ta Türk bilim insanları da bulunacak, başaracağız” dediğim notları hep siyah-beyaz naklettim. 

Dilerim Yazar Grigory Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında işaret ettiği Hayatın Mimarları’ndan olabiliriz. Ve bu hedefe giden yolda önce aramızdaki ego duvarlarını yıkmayı başarırız. İnovasyon kültürüyle yoğrulmuş bir kenetlenme, çocuklarımızı ‘dijital dünyanın bulaşıkçıları’ olmaktan kurtarır.”




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

E-58 güncesi