Türkiye ekonomisi için "to be or not to be"


Türkiye ekonomisi için "to be or not to be"





Son 15 yılda Türkiye ekonomisinin adı konmamış mücadelesinden bahsedeceğim.


İktidar KOBİ'lere yenilikçi bir hüviyet kazandırma mücadelesi içinde.


En azından Instagram'da özgürleştirilmiş ürün satan girişimciler kadar yenilikçi ve pratik zekalı olun mücadelesi.

Garanti işleri değil nitelikli olanları inceleyin mücadelesi

Falan...



*
*






Yüksek katma değer geyiğinden hepimiz sıkıldık.


*
*



Soyut kavramlar üzerinden değil de hayatıma değen bir örnek üzerinden örnekler vermeye, olası senaryolar üzerinde sesli beyin fırtınası yapmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz.


Kuzenim Battal Abi, Sultanbeyli'nin işlek bir caddesinde AVM açtı.


Plastiğinden züccaciyeye, giyimden elektroniğe new age "bir milyoncu" diye tabir edebileceğimiz bir yer.



Ve ben 12 yıl boyunca en azından ayda gün de olsa o dükkanda çalıştım, kasaya baktım, yardımcı oldum ve saire...

*
*


Gördüğüm kadarıyla kuzenim Battal Abi'nin, komşusu ahşap doğramacı Musa Abi'nin, az ilerideki Erzurumlu demirci kardeşlerin ve yan tarafındaki marketin işlerini büyütmek gibi bir hayali asla olmadı.

Müteahhitlik hülyaları dışında inovatif sayılabilecek herhangi bir adımlarını görmedim.

Rölantide giderek sağladıkları nakdi rantla değerlendirmek dışında bir zenginleşme metodu bulamadıklarını düşünüyorum.


*
*

Bana göre mesele, kuzenim Battal Abi'yi ve onun ahşap doğramacı komşusu Musa abiyi yeni bir şeyler yapmaya ikna etme meselesi.


Türkiye ekonomisinin "to be or not to be"si bu bence...

*
*


Bahsettiğim küçük işletmeler internette hayalet. Ne Google Maps'de varlar ne Gittigidiyor'da ne Hepsiburada'da mağazaları var. 

Bir hevesle açtıkları Instagram ve Facebook hesapları kurumsallıktan uzak. Kaldı kı interaktivite oluşsun da sipariş gelsin, iş ortaklıkları aksın...

Fakat şöyle bir şey de var.

Marangoz diye tanımlayabileceğim Musa Abi'nin yanında yetişen kardeşi Muammer askerden yeni döndü.



Ne yapsam ne etsem diye düşünüyordu. 

Dükkanın önünde muhabbet ederken ona Armut.com diye bir sitenin kurulduğundan, bu ağla kaliteli iş yapan zanaatkarlara sürekli bir ekmek kapısı açıldığından, yanı Armut'un faydalarından söz ettim.

Çoğu aile işletmesi internet kullanmayı Sahibinden'de araba bakmaktan ibaret sanarken cocuk beni şaşırttı. 

Armut'un Hizmet Veren (HV) app'ini hemen oracıkta gözümün önünde yükledi ve bana sisteme gireceğine, gelen ahşap doğrama iş tekliflerine istenen o cüzi meblağları ödeyip teklif vereceğine söz verdi.


*
*

Şöyle bir düşünelim yurdum insani günlük hayatta hizmet alırken en çok neden çekiyor?

Musluk tamircisi çağırıyorsun eve adam 5 dakikada halledeyim de gideyim diye düşünerek yarım yamalak iş yapıp pek ala gidebiliyor.

Yine arasın biraz daha koparırım diye şark kurnazlığına tevessül edebiliyor.

İllallah ettiriyor.

*
*

Hizmet aldığınız zanaatkarı derecelendiremiyor, sorun olduğunda kolayca şikayet edemiyorsunuz.

Genelde sinirlendiğinizle kalıyorsunuz.

O nedenle 

Armut ticari hayatımıza sanıldığından daha faydalı olabilir.


Ülkede beş yıllığına komple imar yasağı gelse herkes ister istemez rant hayalciğinden kurtulup işlerine yoğunlaşır ama bu mümkün değil haliyle.

Çarklar dönmez ve bunu kimse göze alamaz. 


Biz kısa vadeli düşünür ama Avrupa başkentlerini "Adamlar her şeyi baştan düşünmüş kardeşim" diyerek hayranlıkla gezeriz. 

Tarzımız bu...

Olsa güzel olurdu o ayrı konu.

*
*


Bahsetmek istediğim şu: Senin devlet olarak Musa Abi'yi yenilikçiliğe  yöneltmen fevkalade zor. Teşvikle falan olacak iş değil bu. Adam arsa bakmadan duramıyor, kendine bakmasa bacanağına bakıyor. Arsa bakmasa araba bakıyor, kendi zanattini ve ürün yelpazesini güncel trendlere göre yorumlamaya kafa patlatacağına hayal peşinde koşuyor.

Oysa yaş ağaçlar var hala müdahale edilebilecek durumda.

Teknolojiye hakim, leb demeden Çorum'u anlayan Muammer'ler var.

*
*


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı her küçük ölçekli işletmeye Armut.com üyeliği ve 5 sorunsuz iş bitirme taahhüdü karşılığında makul teşvik verse proaktif zanaatkarlar yaygınlaşır. Bir yandan da ülke olarak refah seviyemiz gelişir diye düşünüyorum. 



Kelebek etkisi...


Bizim büyük çaresizliğimiz 

Öyle bir noktadayız ki...

Araç paylaşım modeli dünyada trend, bizim taksiciler, servisçiler Uber'in ülkede tam kapasite çalışmaması için lobi yapıyor ve başarılı oluyor.

Harika bir hizmet olan BiTaksi'nin rakibi yine istemezükçülüğün yansıması. Kamu ekmek fırının karşısına tandır kuruyor.

Unicorn yani milyar dolarlık şirket adayımız Getir, yasal prosedürler arasında boğularak katledilmeye çalışılıyor.


*
*


Halbuki nitelikli ve bütüncül bir dönüşüm ancak bunlar gibi akıl dolu regülasyonlarla sağlanır.


Ha; biz tabela değişikliği ve süslü bir slogan bularak inşa ettiğimiz zeka pırıltısından mahrum derme çatma değişimleri dönüşüm sanmaya, kendimizi avutmaya devam edeceksek o başka!

Halbuki ne güzel işte ustalar Armut üzerinden derecelendiriliyor, kazan-kazan tarzı...


*
*


Armut, Bitaksi, Bisu, HepsiBurada'da N11'de dükkanı bulunan işletmeler falan,

bunların hepsinde çalışan, ekmek yiyenler regülatör tarafından sıkı takip ediliyor. 

Devletin ve çoklukla yerel yönetimlerin çeşitli saiklerle zayıf tuttuğu denetimi, oturaklı şekilde yapabiliyor adamlar ne güzel.



Girişimcilik ve zeka pırıltısı bu işte.

*
*


Yaşar Usta tiradıyla diyorum ki, Dokunma çocuklarıma, dokunma girişimcime, dokunma benim umuduma...


Bu çok şey ifade eder. Anlayana!



Ne yaparsak silkeleniriz?


Ekonomi yönetimindekiler hamaset konuşmalarını ilgililere bırakıp başarılı girişim örneklerini konuşmalarının omurgası haline getirdiğinde,

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) üyelerini alıp Bayrampaşa'daki IKEA'yi gezip takkeyi önüne aldıklarında,


Sanayiciler pisuvarda bile "daire aldım sattım, ne kazandım ama" muhabbetini bıraktığında 


Ali Koç tebdili kıyafetle üniversite kampüslerinde yetenek avına çıktığında 


Muammer'e Armut'u öneren benim gibi gencolar konunun takipçisi de olduğunda....



Duyumlarım


Skype üzerinden Hintli yazılımcılara app yaptıranlar gençlerin sayısı artıyormuş,

Hakiki organik gıda orada burada tatava yapmayıp kulaktan kulağa yayılanmış,

Kapalı salonlarda dambıl kaldırmaktan sıkılanlar alternatif açık hava sporları bakıyormuş.


Mobil oyun kaçamakları 🎮 


Evcimen biriyseniz Last Empire War -Z kaleminiz olabilir.

Uzun süreli kaldıramıyorsanız ZombieMarch'ı beğenebilirsiniz.


*
*


Müzikte yeni başlangıçlar arayanlara,

YouTube'a Dmitri Shostakovich - Waltz No: 2 yazmak yaşama sevinci verebilir. Sabaha renk gelsin derseniz denemekte fayda var.

Okunası...


Başkasının hayal gücüne misafir olayım ve bu enteresan bir şey olsun diyorsanız Alper Canıgüz'ün Oğullar ve Rencide Ruhları sizi doruklarda dolaştıracaktır.


*
*

Bir hayata ortak olayım derseniz Orhan Pamuk'un Kafamda Bi Tuhaflık'ı tam size göre. Mevlut'u tanısanız seversiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

E-58 güncesi